Arılar doğanın gerçekten usta mimarlarıdırlar. Kesiti düzgün
altıgenler oluşturan prizma şeklindeki petek gözlerinin dipleri bir piramit
oluşturarak sona ererler. Kovanlardaki şekliyle dik duran her petekte, petek
gözleri yatayla sabit bir açı yapacak şekilde inşa edilirler.
Her bir gözün derinliği 3 santimetre, duvar kalınlığı ise
milimetrenin yüzde beşi kadardır. Bu kadar ince duvar kalınlığına rağmen,
altıgen yapı nedeniyle büyük bir direnç kazanırlar ve arıların depoladıkları
kilolarca balı rahatlıkla taşıyabilirler.
Arıların petek gözlerini kusursuz bir şekilde altıgen
yapmalarının başka sebepleri de vardır. Eğer beşgen, sekizgen veya daire
şekillerini seçselerdi; bitişik gözler arasında boşluklar kalacak, işçi arılar
fazla mesai yaparak ve daha fazla balmumu harcayarak bu boşlukları doldurmak
zorunda kalacaklardı.
Gerçi üçgen veya kare yapsalardı; bu boşluklar olmayacaktı ama
altıgenin bir başka özelliği daha vardır. Alanları aynı olan üçgen, kare ve
altıgen şekillerden toplam kenar uzunluğu en az olanı altıgendir. Yani aynı
miktarda balmumu ile daha çok altıgen odacığın kenarı çevrilebilir.
Aslında matematiğin, geometrinin ve simetrinin en kusursuz
örnekleri sadece bal peteklerinde değil, doğanın her yerinde görülebilir. Ancak
bizler günlük hayatın hayhuyu içinde bu mükemmelliğin farkına
varamayız.
Kar taneciklerinin hepsi birbirlerinden farklı altıgen
şekilleri, tohumların dizilişlerindeki spiraller, mineral kristallerindeki
geometrik yapılar ve değişmez açılar, tavus kuşunun kuyruğundaki lekeler,
sümüklü böceğin kabuğu, örümcek ağları, tüm bunlar görünümü olarak kusursuz
olmalarına karşın müthiş bir matematik düzen de gösterirler.
Papatyanın ortasındaki sağ spirallerin sayısının 21, sol
spirallerin ise 34 olması, Himalaya çamının kozalaklarındaki pulların aynı
şekilde 5 sağ, 8 sol spiral oluşturması, karaçam kozalaklarında ve ananas
meyvesinde ise 8 sağ, 13 sol spiral bulunması tesadüf değildir
elbette.
Leonardo Fibonacci (1170-1250) isimli büyük matematik ustası ta
o yıllarda, her sayının kendinden önce gelen iki sayının toplamı olduğu bir dizi
geliştirdi:
l, l, 2, 3, 5. 8, 13, 21, 34, 55, 89, 144, 233, 377,
610…
Dikkat ederseniz yukarıda verilen sağ, sol spiral sayıları, bu
dizide artarda yer alan sayılardır.
Bu dizinin ilginç bir yanı da on ikinci terimden, yani 144'den
sonraki ardışık sayıların birbirlerine oranlarının (233/144 = 377/233 = 610/377)
1,61803 olması, 5. Sayı ile 12. Sayı arasındaki oranların da bu sayıya çok yakın
olmalarıdır.
15. yüzyılın ikinci yarısında yaşamış matematikçi Pacial Luca
tabiatta daima kenarları arasında 1,618 oranı bulunan bir dikdörtgen
bulunduğunu, hatta insan vücudunun da bu oranda yaratıldığını ileri sürüyor,
mahkeme tarafından yakılma tehlikesine karşı da Leonardo da Vinci'nin
çizimlerini göstererek meydan okuyordu. Zamanın heykeltraşlanın heykellerinde de
bu oranı kullandıklarını belirtmeleri üzerine bu oran 'Tanrısal Oran' olarak da
anılmaya başlandı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder